ÇÜNKÜ KADIN…
Bir mucizeden doğup, mucize olarak devam ediyoruz hayata. İlk nefesimizi bir kadının bedeninde alıyoruz. Dokuz ay boyunca içimizde bir hayat büyüten, sonra canını dişine takarak bizi dünyaya getiren bir güç var: Kadın bedeni. Bu beden her ay kanar ama yıkılmaz. Yorulur ama durmaz. Çünkü bu sadece bir beden değildir; taşıyıcıdır, üretendir, dönüştürendir. Kadın olmak; yalnızca biyolojik bir gerçeklik değil, başlı başına bir var oluş biçimidir. Toplumun yükünü omuzlarında taşırken, içindeki fırtınaları susturup hâlâ zarif yürümeyi başarabilen bir gücün adıdır kadın. Bazen susturulur, bazen küçümsenir, bazen unutturulmaya çalışılır. Ama her defasında yeniden var olur. Bazen annedir, bazen kardeş… Sevgili olur, dost olur… Ama her zaman sabrın, şefkatin, gücün kaynağıdır. Kadın bedeni kanar ama kirlenmez. Hamile kalır, doğurur, besler. Ama aynı zamanda bir iş kurar, eğitim alır, mücadele eder, hayal kurar, değiştirir. Bu beden hiçbir kalıba sığmaz. Çünkü doğası gereği sonsuz...
