Etrafım o kadar kalabalık ki, bazen kendi sesimi duyamıyorum. Daha kötüsü; duyuramıyorum da. Konuşuyorum, anlatıyorum, paylaşmaya çalışıyorum ama insanlar sadece kendilerine ait olan kısmı duyuyorlar. Ne zaman kendi içimden bir şey anlatmaya kalksam, sanki görünmez oluyorum. Işıklar başkalarına dönüyor ve ben sahneden sessizce çekiliyorum.
Bazen insanlara ulaşmak için çok çabalıyoruz. Ama bu çaba, bir noktadan sonra sadece kendi duvarlarımıza çarparak yankılanıyor. Kendi duvarlarımızın yankı sesleri ise kulaklarımızdan hiç gitmeyecek olan bir sese dönüşüyor. Öyle insanlar var ki hayatta, sadece kendi seslerini duymak için var gibiler. Etrafındakilerin seslerine kulak tıkayacak kadar benmerkezci… Bizse kırılıyoruz. Yoruluyoruz. Ama yine de susmuyoruz. Çabalıyoruz hala bir el için. Yaptığımız doğru mu peki?
Çocukluğumuzdan beri böyle değil miydi? Hep bir görünme, fark edilme, duyulma çabası… Belki kelimelerle değil, davranışlarla, öfkeyle, sessizlikle, gözyaşıyla… Ama hep bir çaba. “Ben de buradayım” diyebilmek için.
Görülmek istemek insanca. Bu bir zayıflık değil. Onaylanmak, anlaşılmak, sevilmek istemek insan olmanın en temel parçalarından biri. Ama eğer bu isteğin karşılığını bulamazsak, içimizde bir şey eksik kalıyor. Kendimizi küçük görmeye başlıyoruz. “Ne yapsam da olmuyor,” “Ben zaten ne başarırım ki” diyoruz. Umudumuzu yitiriyoruz. Özgüvenimiz yerle bir oluyor. Artık görünmek için bile çabamız kalmıyor belki de. Bir süre sonra istediğimiz, canla başla çabaladığımız görünme isteği de iki eliyle boğazımıza sarılıyor sanki.
Ama gerçek şu ki; her şey senin içinde başlar. Görünmek için önce kendine izin vermelisin. Kendini görmediğin sürece, başkalarının seni görmesini beklemek sadece bir hayal olur. Çünkü insan en çok kendi bakışında görünür hale gelir. Kendini duymazsan, kimse duymaz. Kendini onaylamazsan, kimse onaylamaz. İçindeki sesi bastırdıkça, dışardaki sesler seni boğar.
Sen bir gün cesaret edip kendine “Ben buradayım” dediğinde… kendini duyabildiğinde, o sessizlikte bile kendi varlığını hissedebildiğinde; dışarıdan gelen her şey anlam kazanmaya başlar. Seni fark etmeyenler bir anda seni görmek için çabalarken bulur kendini. Çünkü artık sen, görünmek için kimsenin gözünü aramıyorsundur. Kendi gözlerine baktığında kendini görebiliyorsan, işte o an gerçekten varsındır.
Ve unutma; görülmenin en büyük hali, kendini görmeye cesaret edebilmektir.
Bilinmeyen Kadın
Yorumlar
Yorum Gönder